Vitaminlerin Emilimi
Vitaminler emilmeden önce bazı değişikliklere uğrayarak ve belli mekanizmalar sayesinde emilirler. Ayrıca bunların eriyebilirlikleri ve yem içindeki kimyasal formları emilebilirliklerini büyük ölçüde etkiler. Özelikle, A, D, E ve K gibi yağda eriyen vitaminlerin emilebilirliği için ortamda mutlaka yağ bulunması gerekir. Öte yandan bir çok vitaminler incebağırsak duvarından emilemeyecek kombinasyonlar oluşturabilirler ki, bunların emilmeleri için bir çeşit sindirime uğramaları veya en azından emilip kana aktarılabilecek şekilde değişikliğe uğramaları gerekir. Yağda eriyen vitaminlerden beta karoten veya ester formunda alınan vitamin A öncelikle pankreatik esteraz ile hidrolize edilir ve emilimi yağlarla birlikte gerçekleşir. Vitamin D’nin emilimi ise vitamin A’dan farklı olarak enterosit içinde hidroksile olur ve doğrudan kana geçer. Vitamin E ise önce bağırsak lümeninde hidrolize olur ve yağlarla birlikte emilir. K vitamininin emilimi tamamen kimyasal formuna bağlıdır. K1, enerji gerektiren fakat sodyuma bağlı olmayan bir aktif taşınma ile emilirken, K2 ve K3 enterosit içinde herhangi bir değişime uğramadan lipoproteinler içinde pasif olarak emilirler. Suda eriyen vitaminlerden B1 vitaminin taşınması özel bir sistem ve sodyum varlığını gerektirir. B2, bağırsağın fırçamsı kenarlarında önce bir enzimle hidrolize olur. Serbest kalan riboflavin molekülleri sodyum varlığı gerektiren aktif yolla taşınır ve bu mekanizma safra asitleri tarafından hızlandırılır. B6 vitamini ise pasif yolla taşınır. Ancak vitamin B12’nin taşınması tamamen farklıdır. Bu vitaminin bağırsaktaki miktarı fazla ise taşınma pasif taşınma ile olur. Ancak normal dozlarda ise bağırsaktaki bakteriyel faaliyetten korunarak tamamen emilmenin gerçekleştirilebilmesi için mide mukozası tarafından salgılanan özel bir protein (F1 veya intrinsik faktör) ile bileşik oluşturması gerekir. Bu vitamin jejenum ve ileumda bağırsak membranında ilgili reseptöre tutunarak hücre içine taşınır. Bu işlem enerjiye bağımlı değildir; ancak oksijensiz ortamda divalent iyon (Ca++ ve Mg++) varlığını gerektirir. Kana geçişinde ise iki farklı taşıyıcı, transcobalamin I ve II görev alır. Biotinin emilimi tamamen glukoz emilimine benzer ve taşıcıya tutunabilmesi için yan dallardaki karboksil gruplarının serbest olması gerekir. Niasinin emilimi aktif yolla olmakla birlikte amid formunun taşınması asit formuna oranla daha hızlı olur. Pantotenik asit içinde aynı mekanizma geçerlidir ve taşınma hem sodyum hem de enerji varlığına bağlıdır. Yemdeki folik asit emilimi ise bağırsak ortamında hidrolizasyonu takiben Folat Bağlayıcı Protein varlığında enerjiye bağlı aktif taşınma ile olur. Kanatlı hayvanlar için esansiyel olmayan ve hayvanın kendisi tarafından sentezlenebilen vitamin C genel olarak yem içinde sunulmaz. Ancak, C vitamininin sentezini azaltan ve bu vitamine duyulan gereksinmeyi artıran stres koşulları altında yeme C vitamini katkısı pratik bir uygulamadır. Yemle alınan C vitamini incebağırsaklardan emilimi glukoz emilimine benzer ve sodyuma bağlı aktif mekanizma ile olur. Öte yandan C vitamini sentezi yapamayan türlerde ise emilim basit difüzyonla gerçekleşir. Öte yandan C vitaminin emilimi bağırsaklardaki miktarı ile de ilgilidir. Düşük konsantrasyonları hızla taşınırken, yüksek C vitamini varlığında emilme kısmen gerçekleşir.